
Toprak ananın uzun bir sessizliğin ardından canlandığı, yeşilin her tonunun sayısız renkteki çiçekle buluştuğu baharın müjdecisi Nevruz, birçok ülkede coşkulu etkinliklerle kutlanacak.Yüzlerce toplulukta, farklı adlarla binlerce yıldan bu yana kutlanan Nevruz, kültürel miras yoluyla nesilden nesile taşınıyor.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) nezdinde "Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi"ne 2009'da dahil olan Nevruz, BM tarafından da "Uluslararası Nevruz Günü" olarak ilan edildi.Farklı toplulukların inanışlarında değişik isimler altında şenliklere konu olan dünyanın en eski bayramı Nevruz, Avrasya'nın geniş coğrafyasında yaşayan halklarda baharın müjdecisi ve yeni gün olarak biliniyor.

Nevruz her yıl 21 Mart tarihinde kutlanıyor. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan ve Tacikistan'da milli bayram olarak kutlanan Nevruza verilen isimler yöreden yöreye bile değişiklik gösteriyor.Farsça "yeni gün" anlamına gelen Nevruz, dünyadaki çeşitli Türk topluluklarında "en ulu gün" olarak biliniyor ve "navrız", "yeni gün", "mart dokuzu", "ulu kün", "şagaa", "ısıah", "yengi kün", "çıl pazı" gibi isimlerle anılıyor.

Kimi topluluklar, bu günü Allah'ın dünyayı yarattığı gün, kimileri Nuh Peygamber'in yere ilk ayak bastığı gün, kimileri ise ilk insanın yaratıldığı gün olarak değerlendirirken, bazı topluluklar geceyle gündüzün eşit olduğu bu günü, baharın müjdecisi kabul ediyor.Bu bayram, geleceğe dair umut, arzu ve temennileri de içinde barındırıyor. Bu yönüyle dünyada tek ve özgün olan Nevruz Bayramı, doğadaki dirilişin yanı sıra insana dair umudu ve en güzel dilekleri de temsil ediyor.Eski Türkler ile İranlıların Yılbaşı kabul ettikleri gün, Türklerin ilk takvimi olan Oniki Hayvanlı Türk Takvimi'nde de yer alıyor.

Ateş, su, toprak, mağara gibi Nevruz söylencelerinde geçen unsurlar tüm insanlığın vazgeçilmezleri arasında bulunuyor ancak özellikle ateş Türkler için hangi din veya inançtan olurlarsa olsunlar büyük önem taşıyor. Altay halklarından Tatarlara, Azerilerden Karaimlere, Gagauzlara kadar pek çok Türk halkı tarafından ateşle su ruhsal ve bedensel arınma için gerekli görülüyor. Bu nedenle Türk coğrafyasında Nevruzda ateş yakmak ve iyi dileklerde bulunarak ateş üzerinden atlamak bir gelenek sayılıyor.

Dargınlar barıştırılıyor, fakirlere, kimsesizlere ve yaşlılara maddi ve manevi yardım yapılıyor.
Okumaya devam et...